27 Ocak 2013 Pazar

Güvensizlik Ağları


İletişim ve ulaşım olanakları tarihte hiç olmadığı kadar ileri seviyede. Eskiden yüzlerce yıl alan toplumsal ve tarihsel değişimler, çağımızda yıllarla ifade ediliyor. Geçmişte aritmetik olarak artan insanlar arası ilişkiler, günümüzde geometrik olarak artıyor.

Daha çok anlatmak, dinlemek, izlemek, izlenmek anlaşılmayı sağlamak yerine, anlaşmazlıkları körüklüyor. Artan ilişkiler, güven ortamı oluşturmak şöyle dursun, güvensizliğin zemini haline geliyor. Etrafımızda güvensizlik ağları örülüyor.

20 Ocak 2013 Pazar

Medeniyet Hayali

Nasıl olduysa oldu. Endüstri devrimi dünyanın diğer yerlerinde değil de batıda yaşandı ya, ateş seni kim yaktı, kibrit seni kim çaktı; batının bugünü, dünü, yediği, içtiği, giydiği, yaşam tarzı, siyasi ve ekonomik düzeni ve dahası düşünce biçimi iliklerimize kadar işledi.

Haklarını teslim etmek lazım, bunu başarabilmek için epey uğraştılar. Çıkarları uğruna savaşmaktan, öldürmekten geri durmadılar. Önceleri fiili olarak ülkeleri işgal ettiler, madenlerini çaldılar, insanlarını köleleştirdiler. “Durun, etmeyin” diyenleri toplu halde katletmekten çekinmediler. Mesela Kongo; bir Belçika sömürgesi… Babaları yeterince kauçuk getiremedi diye elleri kesilen çocukların ülkesi...On yılda en az beş milyon ölü...

18 Ocak 2013 Cuma

Refah


Refahımız artıyor mu? Nedir bu refah dedikleri?

Çok eskiden refah demek para demekti. Sonraları, paranın yanına eğitim ve sağlık imkanları da eklendi. Paran var ama kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti olmazsa nafile denilmek isteniyor galiba. Adalet ve güvenlik de parametreler arasında tabi. Yakın zamanda kültürel aktiviteler de refahın ölçülmesinde kriter olarak kullanılmaya başlandı. Detaylandırılıyor; ayda kaç kere sinemaya, tiyatroya gidiyorsun, kaç kitap alabiliyorsun, hiç bale gösterisi izledin mi vesaire…

Belki birçoğu iyi niyetli çabalar sonucu ortaya çıkan bu refah parametreleri aslında insanların aklıyla oynanan oyunun bir parçasıdır. “Kendini huzur ve güven içinde hissediyor musun?” sorusuna cevabın evet mi, hayır mı, sen ona bak. Gerisi laf-ü güzaf. Gerçi son zamanlarda bunu da ölçmenin gayreti içinde olan birçok çalışma mevcut. Ne diyorlar; mutluluk endeksi, güven endeksi…

14 Ocak 2013 Pazartesi

Sanatçının Dramı


Nedir bu sanatçıların çektiği böyle. Benim içim ezildi vallaha.

Gelir dağılımın kötü, sosyal adaletin sağlanamadığı bir ülkede yaşıyorlar. Bir sürü siyasi sorun da cabası. 

Doğaları gereği naif insanlar bunlar; nerede bir dert, nerede bir keder görseler içlerinin parçalanması gerekiyor. Gülüp geçse, bana ne dese, ben bu işleri bilmem anlamam dese, alem ne der? Medyaya malzeme lazım, yakalayınca soruyor; şu hususta ne söylemek istersiniz?

13 Ocak 2013 Pazar

Demokrasi ve Kapitalizm


Bu demokrasi dedikleri ne menem bir şeymiş arkadaş! Muhafazakarlar demokrasi diyor, sağcılar demokrasi diyor, solcular demokrasi diyor, dinsizler demokrasi diyor, dindarlar demokrasi diyor… Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Aleviler, Süryaniler, hatta son zamanlarda Kemalistler bile demokrasi diyor. Yeter artık, yetmiş milyonun gözü yollarda kaldı. Bizim alemde olsan biz bulurduk, ruhlar aleminde olsan bunca ısrara dayanamaz gelirdin. Neredeysen gel bul bizi!

Bizim iyi kalpli televizyon izleyicisi vatandaşlarımız biraz saftır. Kelli felli birkaç adam çıkıp geleceğe dair umut verici demeçler verince, bu sefer oldu derler, bu sefer demokrasi geliyor…

9 Ocak 2013 Çarşamba

Birey


Milyonlarca yalnızın yaşadığı bir ülke. (inşallah olmayız, ama bu gidiş hayra alamet değil) Tek dayanak sözüm ona evrensel hukuk ilkeleri. Siz hiç parası olmayan insanların evrensel hukuktan faydalandığını gördünüz mü? (Bkz: Tüm dünya) 


Parası olmayanları bir tarafa (bulundukları yere) bırakalım. (rahatsız etmeyelim) Paran var diyelim. Çare mi? Düşte gör. 

Birey olmak, ekonomik bağımsızlığa sahip olmak vb. modern toplumdaki her gencin en tabi hakkıdır değil mi? Benim şüphelerim var. Biraz hippi işi sanki. Halbuki adam olmak, namerde muhtaç olmamak desek sonuç daha güzel olacakmış gibi geliyor. Fark var mı? Bence var. Kelimeleri eğip bükerek sanki farklı bir şey söylenmek isteniyormuş da söylenemiyormuş gibi geliyor bana. 

4 Ocak 2013 Cuma

İdare Sanatı

İdarecilik sanatmış, sonradan öğrendim. Her babayiğidin harcı değilmiş öyle, idareci olmak.


Öncelikle işi iyi bileceksin. Kendine şu iki temel soruyu soracaksın;

Neyi idare ediyorum? Kimi idare ediyorum?

Bu sorulara cevap vermek için yaptığın işi, yeterliliklerini, toplumu, çalışanları, bulunduğun çevreyi düşünüyorsan şimdiden söyleyeyim, senden idareci